Rabbi lev şi’te ehlektehum min kablu ve iyyâye, e tuhlikunâ bi mâ feales sufehâu minnâ, in hiye illâ fitnetuk(fitnetuke), tudıllu bihâ men teşâu ve tehdî men teşâu ente veliyyunâ fâgfirlenâ verhamnâ ve ente hayrûl gâfirîn. Vektub lenâ fî hâzihid dunyâ haseneten ve fîl âhıreti innâ hudnâ ileyk(ileyke), kâle azâbî usîbu bihî men eşâu ve rahmetî vesiat kulle şey’(şey’in), fe se ektubuhâ lillezîne yettekûne ve yu’tûnez zekâte vellezîne hum bi âyâtinâ yu’minûn
Rabbim! dileseydin bunları ve beni daha evvel helâk ederdin. Simdi içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizleri de helâk eder misin? Bu Senin sınamandan başka bir şey değil; onunla dilediğini sapıklığa terk eder, dilediğini de doğru yola yöneltirsin! Sensin bizim velimiz; O halde bizi bağışla, bize merhamet et! Çünkü Sen bağışlayanların en hayırlısısın. Bizim için bu dünyada da güzellikler yaz, ahirette de; ki biz pişmanlık içinde sana sığındık!
merhamet · dünya · ahiret · pişmanlık
17